CCNA - Hazırlık Aşaması
IP (Internet
Protocol) : Verilerin bir yerden bir
yere gidebilmesi için adresleme işlemi yapar. IP şattır. Diğer bilgisayarlarla
iletişim kurmak istiyorsak, internete girmek istiyorsak, oyun oynamak
istiyorsak vs. İçin IP adresi gereklidir.
Subnet Mask :
ISP (Internet Service
Provider) : İnternet servis sağlayıcı anlamına gelir. Bize internet
hizmetini veren kuruluşu temsil eder. Örneğin Turkcell ve Turk Telekom gibi.
Bilgisayara Static
Olarak IP Atama : Ağ paylaşım merkezi > Bağdaştırıcı ayarlarını değiştirin
> Hangi ağa bağlı isem sağ tıkla > özellikler > Int. Prot. Sürüm 4
tıkla > Aşağıdaki IP adresini kullan > IP Adresi : 192.168.1.100 /
Varsayılan Ağ Maskesi : 255.255.255.0 daha sonra Tamam diyoruz ve yapılandırma
tamamlandı.
Static : Belirli
bir süre hep aynı kalan, durağan.
Terminal : cls
> Terminali temizler. ipconfig >
Ağ bilgilerimin bulunduğu kısım. ping
192.168.1.1 > komutu ile modemle iletişime geçmiş oldum.
MAC (Media Access
Control) : Medyaya Erişim Kontrolü demektir. Kullandığımız ağ kartının adresini temsil
etmektedir. IP adresi, mantıksal
adrestir, değiştirilebilir. MAC adresi, fiziksel adrestir. Değiştirilemez. IP ve MAC ağ üzerinde unique (benzersiz)
olmalıdır. İkiside gidecek verinin adreslenmesi için kullanılır. MAC adresine örnek olarak; 00:04:9A:95:21:B8
şeklindedır. Ağ kablosu RC-45
connector’e takılır. Ağ kablosu (UTP)
olarak adlandırılır.
Bilgisayarımızın MAC adresini öğrenmek için “ipconfig
/all” > Physical Adress bölümünde
yazan adres. Bilgisayarın ağımızın kimlik numarasıdır.
Kablolu / Kablosuz
Bağlantı Sorunları : Modem
şifresini öğrenmek için Ağ Paylaşım Merkezi > Bağdaştırılmış Ayarları Seçin
> Etkin olan simgemize sağ tıklayıp > Durum > Kablosuz Özellikler >
Güvenlik alanından şifremizi görebiliriz.
Aktif olan ağı komple unutmak için : Bağdaştırılmış Ayarları Seçin > Etkin
olan Ethernet üzerine tek tıklayıp yukarıdan Bağlan dedikten sonra gelen
ekrandan wifiyi seçim unut diyebiliriz.
Eğer kablolu internet sıkıntı çıkarıyorsa, sorun ağın
devredışı olmamasından yada kablonun takılı olup olmamasından kaynaklanıyorsa
Tester aracı ile kablodaki sorun kontrol edilir.
DHCP (Dynamic Host
Configuration Protocol) : Dinamik Host Yapılandırma Protokolü
denir. Buda IP gibi bir
protokoldür. IP protokolünü kullanan bir
ağda her bir bilgisayar için 4 adet parametre tanımlanır. Bunlar; IP Adresi, Subnet Mask, Default Gateway ve
DNS Server adresi. Bu parametreler
bilgisayara static olarak yada DHCP portu kullanılarak girilebilir. İlk
derslerde kendimiz atadığımız IP yöntemi static IP yöntemidir. Bütün
parametrelere biz karar verdik. Fakat bu
parametreler bir bilgisayar tarafından / sunucu tarafından kontrol ediliyorsa
bu yönteme ise dinamik atama yöntemi denir. Bunun için DHCP yöntemi kullanılır. DHCP, Client
Server çalışan bir protokoldür. Türkçesi İstemci – Sunucu’dur. DHCP isteği ilk olarak client tarafında
başlatılır, client tarafındaki host istekte bulunur. Server’dan IP yapılandırmasını talep eder ve
server’da bu isteğe yanıt verir.
Bilgisayara static ataması yapılırken benzersiz olmasına
dikkat ediyorduk. Bir network’te aynı IP’de bilgisayarlar bulunamaz. DHCP protokolü, istemci bilgisayara
göndereceği IP parametre bilgilerinin benzersiz (unique) olmasını sağlar. DHCP Client bilgisayarımızdır. ADSL modemden IP yapılandırması isteyebilir.
DHCP protokolünün yararından bahsedersek, yüzlerce
bilgisayarı static olarak yapılandırmaktan kurtarır. IP’lerin benzersiz
olmasını sağlamak güçleşir. Kurumların misafir ağları vardır, bu ağlara izin
almaksızın bağlanmak isteriz, işte tam burada devreye DHCP girer ve bize
otomatik olarak bir IP yapılandırılması yapar.
Dinamik IP
Yapılandırması : İnternet Protokolü
Sürüm 4’ten, “Otomatik olarak bir IP adresi al.” ve “DNS sunucu adresini otomatik olarak al.”
seçeniği seçerek DHCP’den bilgisayaramıza dinamik olarak bir IP yapılandırması
ayarlaması için DHCP Client olarak istekte bulunduk. ipconfig /all yazdığımızda bütün parametlerin
atandığını görebiliriz.
DNS Server (Domain
Name System) : Domain isim sistemi sunucusu olarak çevrilir. Host
bilgilerini IP’ye çevirmek için kullanılan bir sistemdir. Buda bir protokoldür.
DHCP gibi “Client Server çalışır.” Host isimleri IP’ye dönüşmek zorundadır.
Network protokolleri isim kullanarak konuşamaz. Bilgisayarlar ağ kaynaklarını
kullanabilmek için IP protokolünü kullanır. Her haberleşmede bilgisayar kendi
IP’sini ve konuşmak istediği bilgisayarın IP’sini mesaja ekler. www.facebook.com bir sunucu ismidir. Domain sistemine kayıtlı isimlerdir. DNS’in
yaptığı iş çözümlemektir. Neyi çözümlendirecek? İnternet tarayıcısından girilen
ismi IP adresine dönüştürecek. Domain isimleride benzersiz olmalıdır.
İsimden IP adresine çözümlemeyi başlatacak ilk cihaz DNS
Client’tır. Bir siteye girmek istediğimizde direk olarak web sunucuya
bağlanmaz. İlk önce DNS sunucusuna gider.
www.facebook.com
gibi bir sunucu adresi yazdığımızda ilk istek web sunucusuna gitmez. Nereye
gider? Yerel ağda ve internette haberleşmelerin IP adresi üzerinden olduğundan
dolayı bu isim IP adresine dönüşmek zorundadır. DNS Server adresini de ipconfig
/all komutu ile öğrenebiliriz.
DNS Server’larda kayıtlı veritabanı / veritabanları
vardır. Bu veritabanlarında domain
isimleri ve bu isimlere karşılık gelen IP isimleri mevcuttur. www.facebook.com
: 185.60.218.35 şeklinde veriler mevcuttur.
İsim çözümlemesini, DNS servisini asıl yapan cihaz modem
değildir. DNS talepleri ADSL modeme gider ancak devam edip ADSL modem de bir
DNS Client gibi davranıp ISP’ye (İnternet Servis Sağlayıcısı’na) bir talepte
bulunuyor.
nslookup www.facebook.com komutu : DNS Sever’ın çalışıp çalışmadığını
doğrulamak için kullanılır. parametreye facebook yazdığımızda zaman bu DNS
Server bu name’i IP’ye
dönüştürebiliyorsa çalışıyor demektir. Kafamıza göre bir DNS yazdığımızda
nslookup kullandığımızda göreceğiz ki isim çözümlemesi yapamayacaktır ve
internete erişim sağlanamayacaktır.
HTTP / HTTPS (Hyper Text
Transfer Protocol): Client Server çalışır. HTTP, istemcisi ile web
sunucusunun arasında giden gelen trafiğin iletişim kurallarını
tanımlar. Web istemcisi talepte/istekte
bulunur adına “request”, sunucu da cevap
verir buna da “response” denir. Request
ve Response davranışı tüm client server protokolleri için aynıdır.
HTTP isteği client tarafından başlatılır. Bunun için kullanıcı uygulama programı olarak
web browserları kullanılır. İnternet
tarayıcısının adres çubuğuna sunucu adresi
girildiği an isteğin başladığı andır.
HTTP/HTTP/s protokolleri işte bu anda çalışmaya başlar.
Bir web siteye bağlanmak isteğimizi varsayarsak bu işlem 3
aşamada gerçekleşir; 1.Aşama, istemci
bilgisayarın istekte bulunması, 2. Aşama bu isteğin sunucuya ulaşması ve 3. Aşama
sunucunun bu isteğe cevap vermesi şeklindedir. ADSL modem üzerinden isteğimiz
ISP (internet servis sağlayıcı)’sına ve daha sonra olası bir ISP üzerinden HTTP
server’a ulaşır. Response olarak geri dönerken HTML kodları şeklinde cevap
döner. Bir index sayfası response edilir. HTTP cliente ulaştığında son iş web
browserın bu kodları yorumlayarak anasayfayı görüntüler.
HTTP ve HTTP/s Farkı
: “s” , Security’den gelir HTTP/s
daha güvenliklidir. HTTP’de şifre açık bir şekilde gönderilir. “s” de ise
şifrelenmiş güvenli bir şekilde gider.
FTP (File Transfer
Protocol) : Dosya aktarım protokolü’dür.
FTP’de client taraflı çalışan bir protokoldür. FTP Client ve FTP server arasında dosya
aktarım kurallarını düzenler. Bir dosya ağ ortamında nereden nereye aktarılıyor
ki? Ne zaman ihtiyaç duyuyoruz? Ev ağında, kurum içi ağda, internet ortamındaki
bir kullanıcı bilgisayarı yada bir sunucudan dosya aktarmak, transfer etmek
isteyebiliriz. İşte dosya aktarımı işlemini bu gibi durumlarda kullanmaya
ihtiyaç duyabiliriz. Oturum açtığımız
bilgisayarı “local” olarak tanımlamak yanlış olmaz. Kendi bilgisayarımızdaki
bir dosyayı biri yada birilerine paylaşabiliriz ancak ağdaki bilgisayarın bu
dosyayı okuyup düzenleyebilmesi için bilgisayarımızın açık olması gerekiyor, bu
bir sıkıntıdır. Ortak dosyaların hiç kapanmayacağı ve sürekli hizmet verecek
bir sunucuda saklanması ve gerektiğinde izin verilen kullanıcı hesaplarına
düzenleme yetkisi verilerek kullanımlarına sunulması sağlanmalıdır. İşte burada
FTP Server devreye giriyor. Kullanıcı FTP serverdan dosyayı kendi local
bilgisayarına kaydetmek isteyebilir. Bunun adı download’dır. Yada kullanıcı
yine local bir bilgisayarda düzenlenen bir dosyanın son halini herkesin
görebilmesi için FTP server’a göndermek isteyebilir. Bunun adıda upload’dır.
Ağdaki bir dosyayı local bilgisayarımıza aktarmaya download, localdaki bir
dosyayı ağdaki bilgisayara göndermek uploaddır.
FTP talebi, FTP Client’te başlar. Terminal ekranından
kullanılan FTP komutu yada kullanıcının internet tarayıcının adres çubuğundan
bir FTP server adresi yazarak bağlanması. Birde FileZilla gibi FTP Client
programı kullanarak FTP aktarım sürecini başlatmış oluruz. Bu istek FTP servere taşınır ve kullanıcın
talep ettiği dosya server’dan client bilgisayarının localine aktarılır.
CMD’den cd.. ile C:\ ‘ye gelinir. Daha sonra ftp yazarak,
ftp’ye geçmiş oluruz. ftp’deyken “?” koyarak hangi komutları kullanabilceğimi
görebilirim.
- Oturum
açtığımız komut “open” komutudur.
- Listeleme
için kullanılan komut “dir” ve “ls” komutudur. dir-ls arasındaki fark dir daha detaylı bir liste vermesi dosyaların
yazma boyutu, okuma yazma izinleri var mı gibi sorularımıza dir ile cevap
bulabiliriz.
- Download
için “get” , upload için “put” komutları kullanılır. Oturumu sonlandırmak için “quit” kodu
kullanılmalıdır.
open > To
speedtest.tele2.net > User: anonymous > Password: yok > Login
Successful. > dir diyerek, dosyaları ayrıntılı bir şekilde görebiliriz. >
ls ile sadece dosyaları görebiliriz. Login successful’den önce linux’ta isek
passive yazmak gerekir.
Command’ta
ftp’de iken dosya indirmek için “get dosya_Adi” dediğimizde dosya indirmiş
oluruz.
TELNET / SSH (Terminal Emulation Protocol) : Bir cihazı uzaktan yönetmek için kullanılan
protokoldür. Telnet protokolü de client server ile çalışan bir
protokoldür. Client bağlanmak ve uzaktan
yönetmek istediği server’a
bu talebi
söyler. Kimlik doğrulama adımı gerçekleştikten sonra client yönetime başlar.
Client uzaktantan server’i yapılandırılmaya başlanacaktır. Termianalde kullanılacak olan komut “telnet” tir.
Telnet Client/Server – SSH Client/Server farkı ise;
Telnet
trafiği düz metin şeklinde gönderir, SSH ise şifrelenmiş şekilde gönderir.
NAT (Network Address
Translation) : Ağ Adresi Çevirisi demektir. IP adreslerini iki sınıfa
ayıracak olursak “Public ve Private” adreslerdir. Ev ağını static olarak yapılandırdığımızda
yada DHCP’ten yapılandırma bilgisi talep edildiğinde bunların gönderdiği
parametreler (dns,ip,getaway vs.) Private adreslerdir. Ev kullanıcıları birbiri
ile iletişime geçecek olursa private adres ile iletişime geçiyorlar. Aynı
şekilde kurum içi ağda da bu şekildedir.
Peki internette bir sunucu ile konuşurken yani uçtan uca
iletişimde bu private adresim, ne zaman ve hangi aşamada değişiyor? Cevap ADSL
modemdir. ADSL modemin içerisindeki NAT Konfigürasyonu ev ağınızdaki private
adresinizi (192.168.1.100) public IP’ye (212.252.76.11) dönüştürür. Ben internette iken public IP ile
konuşuyorum. Bir data aktarımında
verilerimiz ADSL modeme gidene kadar private IP ile gider ve ADSL modeme varıp,
diğer interface’e geçtiği zaman public IP’ye dönüştürülmüş olur. Bu yapılan işlemin özeti NAT şeklinde
adlandırılır. 192.168.1.100 private
adresi ADSL modem içerisinde NAT’e tabii tutulurak public IP’ye dönüştürülür.
Yorumlar
Yorum Gönder